O an, zaman durmuş gibi hissetti; kalbi hızla çarparken, zihninde beliren düşünceler arasında kayboldu. Gördüğü, yaşamın ve ölümün sınırlarında bir yerde sıkışıp kalmış gibiydi; belirsizlik ve korku, ruhunun derinliklerine sızıyordu. Bir an için, yaşamın ne kadar kırılgan olduğunu, aynı zamanda ölümün de ne kadar yanıltıcı olabileceğini düşündü. Yalnızca bir ölü değil, hayatta kalan bir hikaye ile karşı karşıyaydı. Yavaşça geri çekildi, zira bu görüntü onun için sonsuza dek unutulmaz bir anı olacaktı. Ölüm, her zaman karanlık ve soğuk bir gerçek gibi görünse de, bazen altında hiç bilmediğimiz derinliklerle dolu bir yaşam saklıyor olabiliyordu. Bu, yaşamak ve yaşatmak üzerine düşünmemize neden olan bir anıydı; yaşamın ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatan bir an. Sadece bir rustle, fakat hayatın ve ölümün karmaşıklığını gözler önüne seren bir kapıydı.